Kişinin ilişkin olduğu genetik yapıdan farklı olarak karşı cins üzere toplumsal yaşantısını belirlemesi ve içinde bulunduğu bedene ilişkin olmadığı hastalarım tarafından en sık söylenen şikayetlerdir. Ben bir Plastik Cerrah olarak bu içsel yapının neden bu türlü oluştuğu ve niye bu bireylerin bu türlü hissettiklerini uzman olmadığım bir bahis olan ruhsal ve psikiyatrik alt yapısını burada açıklama yetisine sahip değilim. En düzgün yaptığım iş olan cinsiyet değiştirme ameliyatlarının cerrahisi ve yasal prosedürü ile ilgili ise gerekli bilgileri sizlere verebilirim.
İlk olarak yasal olarak cerrahlar her isteyenin cinsiyetini değiştirecek ameliyatları yapamazlar. Zira bu ameliyatlarda kişinin genetik yapısına uygun üreme işlevi kalıcı olarak ortadan kaldırılmaktadır. Bu nedenle bu operasyon cerraha çok önemli yasal zorunluklar yüklemektedir ve müsaadesiz yapılan süreçlerden ötürü TCK bağlı kararlarla yargılabilinirler. O vakit yasal yol nasıl bir süreç onu anlatayım. Tabi sonuçta ben hukukçu değilim ancak cinsel kimlik kurulunun bir üyesi olarak bu prosedürlerle ve mahkemelere yazdığımız yanıtlarla daima uğraştığım için birtakım bilgilere sahibim. Birinci olarak kişi cinsiyetinin değiştirilmesi ve pembeden maviye yahut maviden pembeye kimlik değişimi için mahkemeye bu istemle başvurmak zorunda. Takiben mahkeme hakimi kişinin cinsel kimliğinin tam ortaya konması ve transseksüel yapıda olup olmadığının anlaşılması için Hacettepe Üniversitesi üzere cinsel kimlik kurulu olan resmi kurumlara kişinin başvurarak görüş bildirilmesini istemektedir. Cinsel kimlik kurulu Türkiye de birkaç üniversite hastanesinde bulunmaktadır. Bu kurulda Psikiyatri, Kadın- Doğum, Üroloji, Endokrinoloji, Plastik Cerrahi ve avukatları içeren kuruldur. Fakat bu kurulda en yüklü olarak karar veren merci varsayım edileceği üzere Psikiyatristlerdir. Psikiyatristler bazen başvuran kişiyi yaklaşık olarak iki yıla kadar takip etmektedir. Burada hastanın hakikaten cinsel kimliği ile genetiğinin cinsel kimliğinin uygun olup olmadığını araştırmaktadır. Bu ortada hastaya endokrin tarafından değişmek istediği cinsiyete uygun hormanlar verilerek bedeninde değişiklikler oluşması sağlanmaktadır. Bu halde kişinin hakikaten karşı cins olmayı isteyip istemediğinde de yeniden değerli bulgular bu endokrin tedavisi sonucunda elde edilmektedir. Sonuçta bu tedavi geri dönüşlüdür ve cinsiyet değişim sürecinden hasta şayet vazgeçerse ilaçlar kesilir ve eski haline tekrar dönmektedir. Şayet psikiyatrist kişinin cinsel kimliğinin karşı cins olduğuna karar verirse bu şahısları cinsel kimlik kuruluna çıkarır ve burada daha evvel saydığım bölümlerce tekrar kıymetlendirilerek son karar verilir. Kurul hastaya cinsiyet değişiminin uygun olduğu karar verirse hakim bu sonucu kıymetlendirerek şahsa kalıcı üreme işlevin kayıp olmasına neden olacak ve yeni cinsel organların yapılacağı bir seri ameliyata müsaade verir. Bu müsaadeyle kişi istediği kuruma yahut doktora giderek bu ameliyatları olur. Daha sonra tekrar mahkemeye başvurarak cinsiyet değişim ameliyatlarını olduğunu beyan eder. Mahkeme hakimi bu seferde bu ameliyatların yapılıp yapılmadığına dair hastanın tam teşeküllü bir hastanede muayene olmasını isteyebilir. Kişinin cinsiyet değişimi ameliyatları olduğuna dair hekim raporu hakime ulaştığı vakit mahkeme kişinin kimlik kartının karşı cinse uygun olarak düzenlenmesine müsaade verir.