Doğduğumuzdan bu yana bir şeyleri başarmak için çalışan bizler değil miyiz? Peki başarı nedir, bizler için neyi ifade eder? Hiç başarısız olduğumuz anlar olamaz mı? Başarılı ya da başarısız olmak; biz insanoğlu için seçmemiz gereken iki yol mudur? Ve bunlar gibi daha birçok soru üretebiliriz. Bu yazımızda da insanların hayatlarının gayesi olan başarı kavramına karşılık aslında yaşamımızın vazgeçilmez parçası ‘başarısızlıktan’ bahsedeceğiz.
Başarısızlık genel anlamda kişinin istediği hedefe ulaşamama durumu olarak tanımlanarak kişiden kişiye farklılık gösterir çünkü; her insanın hayattaki gayesi, öncelikleri farklıdır. Kimse başarısız olmayı istemese de yapılan hatalar, davranışlar, yanlışlar, bilgisizlik ve geçmiş başarısızlığın gerçek temelini oluşturmaktadır. Ama unutmamak gerekir ki başarısızlık kalıcı bir şey değildir. Hatta hedeflere ulaşmak için atılan adımlardaki öğretici bir süreçtir diyebiliriz.
İnsanlar yaptıkları hamlelerde başarısız olunca ve hedeflerine yürürken engellerle karşılaştıklarında amaçlarından vazgeçme eğiliminde olabilirler. Genelde bu eğilimde olan insanların hamleleri de tereddütler içinde gerçekleşmiştir. Aslında yapılan başarısızlıklar hiçbir şeyin sonu değildir, belki de yeni fırsatlara kapı açarak başarılar için başlangıç noktası olabilir.
Ne demiş Henry Ford: “Başarısızlık, daha zekice başlama fırsatından başka bir şey değildir.’’
Başarısız olduğumuzda korkup pes etmemeliyiz. Bunu en güzel açıklayan yürümeye yeni başlayan bir bebek olabilir. İlk başta ayaklarının üzerinde durmaya çalışır ve düşer. Sonra bir daha dener, bir adım atar ve düşer. Yine dener, birkaç adım daha atar ve yine düşer. Bu döngü düşmeden yürümeyi başarana dek devam eder. Acaba ilk adımı atıp da düştüğümüzde pes etseydik ne olurdu? Yüksek ihtimalle yürümeyi öğrenemezdik.
Başarısızlık, son yıllarda önem kazanan bir konu olmuş ve geleceği şekillendiren endüstri ve girişimciler tarafından birçok alanda kullanılıyor hale gelmiştir. Örneğin, işe alımda ‘Bize başarısızlıklarından bahseder misin?’ standart bir soru haline gelmiştir. Edinilmiş ve dersi doğru alınmış her başarısızlık deneyimiyse, adayın değerini artırmıştır. Başka bir örnek daha vermek gerekirse; neredeyse tüm zirvelerin içinde başarı hikayeleri anlatılıyor, ama bunların içerinde mutlaka başarısızlık hikayeleri de konuşuluyor.
‘Başarmak için başarısızlığa uğramanız gerekir. Böylece bir daha ki sefere ne yapacağınızı bilirsiniz.’
-Anthony D’Angel
Aslında önemli olan nokta başarı elde etmek ya da başarısız olmak değil. Asıl nokta elde edilen başarıdan ya da başarısızlıklardan ders alıp, yola daha güçlü devam edebilmektir ve olumsuz deneyimlerde hemen ümitsizliğe sürüklenmek yerine kamçılanmaya izin verilmektir.
PSİKOLOG MERVE İZBUL
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
