Hayal edin. Yarın sabah göz kapağı estetiği ameliyatı olacaksınız. Nasıl hissederdiniz? Heyecanlı? Sonlu? Korkmuş?
Birtakım hastalar ameliyatı hevesle ve heyecanla beklerken, oburlarının biraz dertli hissetmeleri hiçbir halde tuhaf değildir. Sonuçta, gözler insanların çok değerli özellikleridir ve gözleri çevreleyen cilt hassastır.Gelişen bir komplikasyon, büyük olasılıkla toplumsal hayatta tesirleri olacak epeyce önemli problemlerle sonuçlanabilir.
Burada göz kapağı cerrahisi olan hastaların en önemli kaygıları ve bununla birlikte bu sorunların meydana gelmesi için gerçek potansiyelin tartışılması yer almaktadır.
⦁Gözlerimi kapatamayacağım.Bilim adamları, araştırmacılar ve cerrahlar, cerrahi sonrası bir hastanın gözlerini büsbütün kapatamamasının ender olduğu konusunda tıpkı fikirdedir. Bu durum meydana geldiğinde çabucak hemen her vakit geçicidir. Üst blefaroplasti (göz kapağı estetiği) sonrası birinci 2-4 hafta gözlerin büsbütün kapanmaması büsbütün doğaldır. Bu hastaların birden fazla vakit korktuğu üzere derinin fazla alınmasına değil kapağın ödeme bağlı şiş olmasına bu şişliğin göz kapağı hareketlerini kısıtlamasına bağlıdır. Nadiren göz kapaklarının tam olarak kapanmaması 2-4 haftadan daha uzun sürebilir. Bu durum skar kontraktürü diye isimlendirdiğimiz nedbe dokusunun kapağı sertleştirmesinin bir sonucudur. Skar kontraktürleri de birçok vakit 3. Ay civarında skar dokusunun olgunlaşmasıyla yumuşayacak ve göz kapakları eski esnekliğine kavuşacaktır. Göz kapağından çok fazla derinin çıkarıldığı durumlarda gözlerin kalıcı olarak kapanmaması ihtimal dahilindedir lakin çok çok enderdir. Hiçbir eğitimli cerrah göz kapağından şuurlu olarak bu seviyede deri çıkartmaz. Maalesef, kalıcı olarak üst yahut alt göz kapaklarının büsbütün bir ortaya gelemediği, görülme ihtimali binde bir seviyesindeki birkaç olay kamuoyunda büyük sansasyon yaratmıştır.
⦁Cerrahım gözlerime ziyan verebilir.Tam eğitilmiş, tecrübeli bir plastik cerrahının hastanın gözüne ameliyatta ziyan verdiği hiç duyulmamış değildir ancak epey azdır. Standart bir blefaroplasti ameliyatı yalnızca göz kapağında cereyan eder ve göze temas yok denecek kadar azdır. Yeniden de önlemi elden bırakmayarak, gözünüzü ameliyat esnasında nemli ve kaygan kalması için özel bir jel ile kaplıyor ve de göz gözetici özel kalkanlar ile göz küresini muhafazaya alıyoruz.
⦁Gözlerim cerrahi sonrası gözlerim asimetrik görünebilir.Nadiren hasta gözlerinin cerrahi sonrası simetrik olmadığını hissedebilir.Öncelikle ameliyat öncesinde çabucak her vakit gözlerin biçimi birbirinden farklıdır fakat dikkatli bakmadığımız için bunları gündelik hayatta fark etmeyiz. Ameliyat sonrasında hastaları rahatsız eden asimetrilerin büyük çoğunluğu ameliyat öncesi fotoğraflara dönülüp bakıldığında yeniden oradadır. Süreç öncesi plastik cerrahınızla birlikte kendi özelliklerinizi tarafsız bir biçimde pahalandırmak uygun bir fikirdir. Bir öbür bahis da göz kapağı ameliyatının sağda ve solda büsbütün tıpkı yapılamayacağıdır. Bir tarafta bir damar biraz daha uzun kanar ve o taraf daha şiş ve daha mor görünebilir. Tekrar lateral kantopeksi ve kas askılama hareketleri beğenilen süreksiz çekikliklere ve form bozukluklarına yol açabilir. Lakin bunlar komplikasyonları engellemeye yönelik şuurlu olarak yapılan fazla düzeltmeler olup cerrahınız bu mevzuda sizi rahatlatacaktır.
⦁Cerrahi sonrası gözlerimin biçimi değişecek.Ameliyat sonrasında gözlerinizin hali çeşitli komplikasyonlara bağlı olarak değişebilir. Birinci duyduğunuzda garip gelebilir lakin gözlerinizin halini uzun vadede koruyabilmek ve komplikasyonları önleyebilmek için bazen gözlerinizin formunun ameliyattan sonra bir müddet fazla çekik görünmesi, göz kenarlarında süreksiz deri kabarıklıklarının olması gerekebilir. Bilhassa risk kümesindeki hastalarda bu şekil kollayıcı tedbirler almak komplikasyonların görülme sıklığını epey azaltmaktadır. Hami tedbirler ve erken periyot sonuçları konusunda cerrahınız sizi ameliyat öncesi görüşme esnasında bilgilendirecektir. Gözlerinizin final formunu alması ameliyattan sonra ortalama 3 ayı alacaktır fakat kimi özel durumlarda ve risk kümelerinde bu mühlet 1 yıla kadar uzayabilmektedir.
⦁Kalıcı olarak kuru gözlerim olacak.Cerrahi sonrası gözlerinizi olağandan daha kuru hissetmek sık rastlanan bir durumdur; güzelleşme aracı olarak göz damlalarının önerilme nedeni budur. Kuru gözler çoklukla birkaç gün ile birkaç hafta içinde kendi kendine çözümlenir. Ameliyat öncesinde göz kuruluğunuz varsa bunu cerrahınıza kesinlikle söylemelisiniz çünkü kimi ameliyat teknikleri göz kuruluğu olan hastalarda uygulanmamalıdır.
⦁Sonuçlarımı beğenmeyeceğim.Blefaroplasti sonrası memnuniyetsizliğin en önemli nedeni bağlantı eksikliğidir. Sizin için hakikat olan, kesin cerrahi plan hakkında ayrıntılı bir konuşma yaptığınızdan ve tüm soruları sorduğunuzdan emin olun. Aydınlatılmış onam formlarını dikkatlice okuyun ve anlamadığınız yerleri hekiminizle tartışın. Net amaçlarınız olsun ve bunları hekiminizin yanlışsız anladığından emin olun. “Daha az yorgun görünmek istiyorum” üzere amaçlarınızla ilgili üstü kapalı cümleler kâfi değildir.Ayrıca cerrahınızın komplikasyonların idaresi ve mümkün revizyonlarla ilgili planını anladığınızdan emin olun. Birden fazla vakit yapılması gereken tek şey küçük bir ince ayardır. Ameliyattan evvel mümkün olduğunca çok evvel sonra fotoğrafını gözden geçirin ve de aldığınız hizmeti sonuçları görerek seçin.
2000’li yılların başında yüz estetiğinde büyük bir paradigma değişimi yaşandı. Tamam, herkes hoşlaşmak istiyordu lakin ameliyat olmak da pek vahim bir şeydi.
Ameliyat olup ağzı yüzü yamulanlar, çarşaf üzere gerilenler, öteki birisi olup da eniştesi tarafından tanınamayanlar, kel olanlar, kör olanların lisandan lisana aktarılan kıssaları adeta ibretlik idi.
Gençleşip güzelleşmenin ah keşke ameliyatsız bir yolu olsaydı.
Talep şuydu: doktorcum, her ne yapılacaksa hemencecik yapılsın, ağrısız olsun, o denli şişlik morluk olmasın, olsa da çarçabuk güzelleşsin, izsiz, kesisiz, bıçaksız olsun, narkozzz amman olmasın, hem çok hoş olsun hem de kimse anlamasın, eh bir de malum oğlanı evlendiricez çok da değerli olmasın.
Plastik cerrahların karşılanması imkansız dedikleri bu talepler listesi kozmetik sanayisi için “makul” sayılırdı. Kısa bir müddet içerisinde “mucizevi” eserler ve aygıtlar birer birer piyasadaki yerlerini almaya başladı. Hepsi hekim onaylıydı, birtakımı koskoca FDA onaylıydı. Uygulayıcıların cerrah olması “şart” değildi, cerrahlar zati çok sıkıcıydı daima keselim biçelim derdindeydiler ve de laf ortamızda, bayan ruhundan pek de anlamıyorlardı.
İşte bu ortamda minimal invazif uygulamarın önlenemez yükselişi başladı. Botulinum toksin ve sentetik dolgu uygulamaları gündelik hayatın bir kesimi haline geldi. Uygulama yaşı liselerin mezuniyet balolarına kadar inerken, arkadaş sohbetlerinde 30’una gelip de yüzüne bir şey yaptırmayan bakımsız yaftası yemeye başladı.
Tam bir estetik çılgınlığı…
Toplum mu çıldırmaya meyilliydi yoksa multi-milyar dolarlık kozmetik sanayisi mi toplumu çıldırttı orası bilinmez ancak ok yaydan bir sefer fırlamıştı artık…
Son 20i yılda milyonlarca şahsa, milyarlarca ünite botulinum toksini, tankerler dolusu sentetik dolgu uygulandı.
Son 10 yılda yüz estetiği gayeli radyofrekans, odaklı ultrasound, lazer üzere güç bazlı uygulamalar için harcanan güçle Winterfell kışı geçirirdi.
Yalnızca son 5 yılda iple yüz gereceğiz diye insanların derilerinin altına tren rayı, örümcek ağı, fransız danteli diye döşenen ipleri uç uca dizsek dünyanın etrafına bir kurdele bağlayabiliriz.
Dönem minimal invazif uygulamaların evresiydi ve yüz gençleştirme ameliyatlarının modası geçmişti artık. İnanması güç fakat plastik cerrahların bile bir kısmı buna ikna olmuş üzereydi.
Hem iğneyle hallolacak bir iş için kim bıçak altına yatardı ki ? Teknoloji ve tıp çok ilerlemişti ya artık “kendine bakmayı bilen” hiç kimse eskisi üzere yaşlanmayacaktı…
Diyorduk ki…
Hakikaten bu yaşlı yüzler bir anda nereden çıktı?
Bunlar kesin minimal invazif estetik trenini kaçıranlar olmalıydı.
Tahminen kaçırmamışlardı fakat şanssızlık yapıtı herkeste işe yarayan onlarda yaramamıştı, tahminen de uygulamayı yapan hekimlerin elleri arkadaşının doktorununki üzere “sihirli” değildi.
Tahminen de tüm bunlar gerçek olmak için fazla uygundu. Tıpkı 80’li-90’lı yıllarda avuç avuç sürülen, tonla para harcanılan o yaşlanma önleyici kremler üzere… Gerçekten 20-30 yıl öncenin hoşluk ikonu sinema yıldızları nasıl bir anda yaşlanıverdiler? Yoksa İsviçre laboratuarlarında geliştirilen yenileyici bakım kompleksi tadında anti-aging kremlerine paraları mı yetmedi?
Bence siz zati yanıtı biliyorsunuz.
apmakta ustalaşmış bir plastik cerrah seçtiğinizde, komplikasyon yaşama talihiniz da epeyce düşüktür. Konsültasyon vaktinizi akla yatkın kullanın. Cerrahınızın blefaroplasti tecrübesini tartabilmek için her yıl kaç tane göz kapağı süreci gerçekleştirdiğini, riskleri en aza indirgeme için ne üzere tedbirler aldığını sorun. Bu alanda tıp literatürüne katkısı olup olmadığını araştırın. Evvel sonra fotoğraflarını görün. Komplikasyonların da nasıl göründüğünü sorun. Daha evvel o cerraha ameliyat olmuş gerçek hastalara ilişkin referanslar isteyin. Üşenmeyin bir kaçı ile tanışın ve konuşun. Araştırmanızı yaptıktan ve nitelikli bir plastik cerrahla konsültasyondan sonra şayet büsbütün rahat değilseniz öbür bir uzman tabip ile görüşmeye gidebilirsiniz, kimseye ayıp olmaz.Tüm bunlar için harcadığınız vakti, emeği ve parayı güzel görmek için yaptığınız yatırımın bir modülü olarak düşünün.