Şemalar

Benim bu konuda hassasiyetim var, damarıma basıldı, kan beynime sıçradı, sanki yerin dibine girdim, ben hakkımı yedirmem, Beni adam yerine koymuyorlar, Gökte rahmet yağsa benim başıma taş yağar cümleleri ile aslında insanlar ne demek istiyorlar. Kişinin kendisini algılayışı, dünyaya bakışı ve olup bitenleri yorumlayışı bazı örüntülerden bazı inançlardan oluşuyor. Geleceği yorumlayışı ve gelecek konusunda aldığı tedbirlerde bundan etkileniyor. Böylece yaşamda kendini konumlandırmaktadır.

Yaşanılan bazı durumlar karşısında bazı kişiler tahammülsüz olurken bazı insanlar neden sabırlı ve hoşgörülü olurlar. Bazı kişiler bazı davranışları hakaret olarak algılarken bazıları galiba bu işte bir yanlışlık var düşüncesine neden kapılmakta ve neden sakin kalabilmekteler. Bazıları her şey benim hakkındır diye düşünürken bazıları ben değersizim hiçbir şeyi hak etmiyorum yaklaşımı içinde neden hareket ederler. Başardıklarınız, başaramadıklarınız, övülen taraflarınız, eleştirilen taraflarınız ve yaşam olayları ve hayatta maruz kaldığınız olayların hepsinin şemaların oluşumunda payı vardır.

Bazı insanlar zalim olurken bazıları şevkatli ve destekleyici nasıl olabiliyorlar, bazıları agresif olurken bazıları nasıl sakin kalabiliyor, bazı insanlar başkalarını kendi amaç ve çıkarları için insanları kullanmayı huy haline getirirken bazıları niye hep başkalarına yapışır tutunur kendisinden emin olamazlar.

Sürekli başkalarının yardımına koşup, fedakarlık yaparak kendini ihmal edenler, başına her an kötü şeyler gleceği inancı içinde olanlar, yaşamda sevilmeyecek kabul edilmeyecek inancı içinde kendini değersiz önemsiz hissedenler,  sürekli zarar göreceği endişesi ile kuşku içinde olup hep diken üstünde olanlar, kendi fikirlerinden ve doğrularından hiçbir zaman emin olamayanşlar ve her şeyi başkalarına soranlar, hep haklı oplduklarıona insnıp insanlar tarafından sürekli haksızlığa uğradıklarını veya uğrayacakları fikri içindekiler, ne yaparsa yapsın eninde sonunda başarısız olacağı beklentisi içindekiler, ilişkilerinde hep terkedilecek duygusu içinde olup yapışan kişiler, sürekli birilerinin onayını arayanlar, duygularını yaşamayıp hep bastırma belli etmeme yolunu seçenler,  kendini diğer insanlardan üstün olarak düşünen büyüklenmecilik içinde olanlar, hiçbir şeyi beğenmeyenler ve hep yüksek standartlar içinde hareket edenler bütün bu özellikleri nerelerden aldılar ve yaşamda bu temel inançlarını nasıl kullanıyorlar. Bu temel inançlar yaşamlarına iyilik mi getiriyor hayatı kolaylaştırıyor mu yoksa zarar mı veriyor, insanlarla ilişkilerini bozuyor sorunlara mı yol açıyor. Şöyle kendi kimliğinize baktığınızda nasıl şemalarınız var ve bu şemalara neden bu kadar tutunduğunuzu hiç düşündünüz mü? Bazen ısrarla sarıldığınız bu şemalar hayatınızın temel problemi olabilir ve sizin mutsuzluk kaynaklarınız olabilir. Elbette bunlar bir günde oluşmadı ve nasıl bir şemaya sahip olduğunun bilinmesi de kolay değildir.  Nasıl yaşantıların eseri olarak nasıl bir anne baba yetiştirmesi veya nasıl bir ortamda yetişmenin ürünü olarak benliğinizde yer etti.

Bunlar hayatta inandığınız ama yanlış olan bilgi düğmeleri gibidirler ve bazı durumlarla karşılaştığınızda bu düğmelere basıyorsunuz. Bunlar çocuklukta başlar ve yaşam boyu devam eder.  Duygusal sorunlar yaşıyorsanız gerçekleri çarpıtarak algılarsınız. Bunun en belirgin örneği aşk durumları..

Bazı insanlar derler ki neden böyle şeyler hep benim başıma gelir? Neden böyle insanlar beni bulur derler. Aslında ben bunları neden yaratıyorum veya ben neden böyle kişileri arayıp buluyorum demezler çünkü şemalarının farkında değillerdir.

İnsanın temel ihtiyaçlarından bazıları: temel güven, başkaları ile bağlanma, özerklik, özgüven, kendini feda etme, gerçekçi sınırlardır. Bunlar sekteye uğradığında, hasar gördüğünde yaşamda bazı hasarlara sebep oluyor.

Bu yüzden bazı insanlar terkedilme korkusu içinde, bazıları red edilmeye karşı aşırı hassasiyet içinde, bazı insanlar hayır diyemiyor, bazı insanlar sınırlarını koruyamıyor, bazı insanlar kendi tercihlerini ortaya koymak yerine hep başkalarının dediklerini yapıyor,  kimisi duygularını ifade edemiyor ve öfke biriktiriyorlar.

Gelecekte neler olacağı ile ilgili hatalı düşünceler vardır. Diğer insanların nasıl kişiler oldukları ile ilgili, kendisinin nasıl biri olduğu ile ilgili, dünyanın nasıl bir yer olduğu ile ilgili hatalı ve katı bazı görüşlere inançlara sahiptirler ve bu inançlar yaşamın gerçekleri ile uyuşmamaktadır.

Hatalı inanışlar şemalar içinde olmak kendisini doğru ortaya koymaya anlatmaya engel, diğer insanları doğru anlamaya ve uyumlu ilişkiler içinde olmaya engel, mutlu olmaya engel, potansiyelini ortaya koymaya engel, yaşamdaki yerini doğru seçmeye engel oluşturmaktadır.

Zamanında giderilmeyen ruhsal ihtiyaçlar, erken dönem travmalar, model olan kişilerde problemler, ilk bağlanma problemleri, yaşamsal ortamda yoğun problemler olması ve hatalı yetiştirme biçimleri bir yandan da mizaç özelliklerin hepsi birleştiğinde ortaya böyle işlevsel olmayan şemalar çıkmaktadır ve kişilerin esneklik geliştirmelerine engel oluşturmaktadır.

Çocukları çok boş bırakma, her istediğini yapma veya sıkı kontrol altında tutma, sorumluluk vermemek, sınır koymamak, güven vermemek, övmemek, koşulsuz sevgi vermemek, hata yapma hakkı tanımama, sürekli suçlayıcı olma, hep daha fazlasını isteme, sürekli başkaları ile kıyaslama, küçümseme utandırma ailelerin sıklıkla yaptıkları hatalardır.

Şemalar daha çok ilişkilerde tetiklenir ve bazen ilişkileri içinden çıkılmaz hale getirir. Üç tür etkisi olur.  Birincisi şemaya teslim olma, şemadan kaçınma ve şemanın aşırı telafisi yoluna gitme olarak kendini gösterir. Kendisini sürekli eleştiren, kusurlu bulan değersizlik hissettirilen ortamda yetişen desteklenmemiş kişi kendisini sürekli eleştiren bir eş seçer kendisine. Bazıları ise şemadan kaçınır, olumsuz duygular yaşadığı durumlardan kaçınır, duyguları azaltmaya çalışır, ilaç alır, aşırı yemek yer, aşırı temizlik yapar, işkolik olur, duyguları küntleşir ve yaşamdaki coşku kaybolur.

Çok başarılı olmaya aşırı zaman ayıran, alkış alma övgü alma peşinde koşan sanatçılar genellikle kuurlu olma sebilmeme inançlarını bastırmak için karşı tepki olarak bu yolu seçmiş olabilirler. 

Kişiler öyle hırsa kapılır öyle başarı peşinde koşarlarki kimimn canının yandığı, kime zarar verdikleri, kimin haklarını çiğnedikleri umurlarında olmaz. Ünlü olabilirler, başarılı politikacı, iş adamı olabilirler, önemli yerlere gelebilirler ama hayatta çok da mutlu olamazlar, keyif alamazlar. Yaşamın coşkusunu içsel olarak hissetmezler. Mükemmel olmaya çalışırken hep tökezleyebilirler.

Şemalar hayatınızın düşmanlarıdır ve onları tanımaya çalışınız.

Bu sahip olduğunuz şemaları çocukluğunuzda nasıl yaşardınız, şimdi yaşadıklarınızla nasıl bir benzerliği var. O küçükken yaralı çocuk acıyla, zorluklarla nasıl başa çıkıyordu, neler yapıyordu ve şimdi neler yapmakta. Zaman zaman çocukluğunuzla bağ kurunuz veşimdi ile karşılaştırınız, o zamanları anlamaya  çalışın yargılamayın. Şemaları sorgulayın size zarar verdiğini işinizi zorlaştırdığını kabul edin, tepkilerinizi değiştirmeye çalışın.  Bu şemalara deyin ki ben aciz, çaresiz , zavallı, kötülüğe mahkum değilim, hep haklı hep üstün hep ayrıcalıklı da değilim. Sevilmeye layık olmayan, terkedilmeye, değersizliğe, başarısızlığa mahkum da değilim. Hatalı olarak zihnime yerleştiler ama ben bunları söküp atmaya değiştirmeye yeniden dizayn etme gücüne sahibim. Ben şemalardan daha fazlasıyım ve şemalardan daha güçlüyüm. 

Yaşamınızda tekrar tekrar karşılaştığınız yaşadığınız problemlere bir bakın ve hangi şemaların bunda etkisi var diye araştırın.  Şemalarla nasıl hayatınızı kendinizi baltaladığınızın farkına varın. Alışkanlıklarınızı değiştirin farklı tepkiler vermeye çalışın ve geleceğinizi değiştirin. Bu her zaman mümkündür.  Elbetet bunları yapabilmek için profesyonel destek almak psikoterapi eşliğinde yapılması en ideal olanıdır. Geçmişinizde size zarar vermiş vcanınızı acıtmış olanları afferdin ve geçmişteki kendinizi de affedin sırtınızda yük olarak taşımayın. 

Şimdi bu sayacaklarım çabalara bir bakın ne kadar ıtanıdık gelecek:  sürekli başkalarını suçlamak, aşırı derecede başarı ve para peşinde koşmak, insanları daha fazla etkileme çabası, daha çok onay alma ihtiyacı, daha çok övülmek için gayret etmek,  insanları daha çok mutlu etmeye çalışma, herkesten üstün olmaya kusursuz olmaya çalışma, duygularını bastırmak hep tehlike içinde olduğuna inanıp tetikte olma, zarar göreceği beklentisi ile güvende hissetmeme, aşırı yemek, aşırı alkol, aşırı çalışma vb. daha çok sayabiliriz.  Aslında bu çabalarla neyden kaçıyorsunuz, neyi telafi etmeye eksik olan neyi doldurmaya çalışıyorsunuz?


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu